170 Liraya tüm dava dilekçeleri yazılır mı?
Bir avukat 170 liraya tüm dava sürecini üstlenebilir mi? Bir arzuhalci bile dilekçe başına ortalama 100 lira alırken, bir avukat dava dilekçesini yazdıktan sonra 4-5 duruşmaya katılmak, arada beyan dilekçeleri vermek ve ardından istinaf dilekçesi yazmak için 170 liraya anlaşabilir mi?
Tabii müvekkilin cebinden çıkan paradan değil, avukatın cebine girecek olandan bahsediyorum. Müvekkilden 1000 TL vekalet ücretine ek olarak mahkeme masraflarını almak üzere anlaşmış. Ancak bu davaya vekaletname sunduktan sonra ilgili mahkemenin asgari ücret tarifesi üzerinden fatura kesmek zorunda kalacak.
- Mahkemenin asgari tarifesi 2180 TL + KDV.
- 2572,40 TL fatura kesip 828,40 TL KDV ve stopaj ödemesi gerekiyor.
- Bu durumda sadece 171,60 TL kalacak.
Yoksa faturayı asgari tarifeden değil, aldığı üzerinden mi kesiyor? Yoksa hiç mi kesmiyor?
Çünkü bir davadan eline 170 TL kalacak olsa, her ay 200 yeni dava alsa bile sadece ofisteki avukat ve diğer çalışanların maaşlarını ve sigorta primlerini (asgari ücret üzerinden bile) ödeyemez. Bunun kirası var, aidatı var, diğer giderleri var.
Bu örnek taşradan değil, büyük bir şehirden. Altı avukat ve 10 katip çalıştıran büyükçe bir hukuk bürosundan. Davayı kaybeden müvekkilin bana gelmesiyle öğreniyorum. Ertesi gün istinaf süresi doluyormuş, avukata ulaşamıyormuş. “Avukatınız, sizden aksine talimat almadıkça istinaf dilekçesini muhakkak yazacaktır.” diyorum. “Bir dosyayı inceleseniz, istinaf şansı nedir?” diyor. Önce tarifeye göre danışmanlık ücretimi alıp faturayı kesiyorum, incelemek için süre istiyor ve öğleden sonra için randevu veriyorum.
Dava dilekçesi güzel hazırlanmış. Mevzuat hükümleri ve ilgili Yargıtay kararları sıralanmış. Ben de bu dilekçeden kendi payıma bir şeyler öğreniyorum. Ancak bu emeğe rağmen davayı kazanması kesin değil.
Sonra karşı taraftaki davalıların cevap dilekçelerini okuyorum. Belediyeye iş yapan üç şirketin kurduğu bir ortak girişim var. Belediyeden iki yıllığına ihale almışlar, iki yıl dolmadan davacıyı işten çıkarmışlar. O da işe iade davası açmış.
Üç şirketten birinin dilekçesinde can alıcı bir cümle var: “Adi ortaklık ihalenin sonlanmasıyla sona ereceğinden davacıyı ortaklık bünyesinde çalıştırmamız mümkün değil, ama bizim şirkette benzer pozisyonda aynı maaş ile çalıştırabiliriz.” diyor. Yani müvekkilin isteğini tam olarak karşılayabilecek bir teklifte bulunuyor.
Sonra öninceleme duruşmasının zaptına bakıyorum. Müvekkilin avukatı davalı şirketlerden birinin teklifini yok sayıp “sulh olmamıza imkan yoktur.” diyor. O aşamada kabul etse, dava müvekkilin lehine sonuçlanacak, müvekkil istediğine kavuşacak. Ama muhtemelen karşı tarafın davaya cevap dilekçeleri hiç okunmamış olacak ki, müvekkilin avukatı “sulh olamayız.” demiş.
Avukat dilekçeyi güzel yazmış, ama karşı tarafın dilekçesini güzel okumadığı için davayı kaybetmiş!!!
E tabii, alınan ücrete olsa olsa dava dilekçesi yazılır, karşı tarafın dilekçesini okumak ayrıca ücrete tabi olmalı diyorum.
Gökten üç elma düşmüş, bu hikayeden üç ders çıkmış:
- Büyük şehirlerdeki büyük bürolar bile olmayacak rakamlara dava alıyorlar. Ama düşük vekalet ücreti demek, hem sürümden kazanmak için her davaya daha az zaman ayırmak, hem de düşük maaş ile avukat çalıştırmak demek. 2000 TL maaşla çalıştırılan avukatlar ve kopyala-yapıştır dava dilekçeleri…
- Dava dilekçesi yazmak kadar, karşı tarafın dediklerini okumak da önemli. Bu meslektaşlar müvekkilin durumuna en uygun dilekçeyi hazırlamışlar ama karşı tarafın dilekçesini dikkatle okumayı ihmal ettikleri için müvekkilin büyük kaybına neden olmuşlar. Milletçe okumayı sevmiyoruz vesselam.
- Müvekkil kendi avukatına vermediği parayı şimdi karşı tarafın avukatına verecek. 1000 TL’ye kendi avukatıyla anlaşan müvekkil, davayı kaybettiği için karşı tarafın avukatına 2180 TL ödemek zorunda kalacak.
Müvekkile dilekçe hakkında düşüncelerimi ve ne şekilde istinafta kazanma şansı olduğunu anlatıyorum. Bu sırada avukatı arıyor: “Yarın istinafa başvurmamız için 200 TL yatırmanız gerekiyor.” Ben demiştim, diyorum.